
En kadiminden en yenisine en iptidai görüleninden en mükemmeline kadar bütün inanç sistemlerinin insanlık tarihinde önemli bir yeri olduğu; dinin, insanın düşünce, inanç ve davranışlarını şekillendiren temel etkenlerden biri olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Dolayısıyla insanı tanımanın insanlık tarihini doğru algılayıp yorumlamanın asıl unsurlarından birisi tarih boyu insanın temsil ettiği inanç sistemlerinin birini paylaşılmasıdır. İçinde yaşadığımız coğrafya tarih boyu farklı kültürel yapıların bir arada yaşadığı, birbiriyle etkileşim içinde olduğu, ve yeni yeni kültürel yapıların oluşumuna zemin hazırladığı bir bölgedir. Tarih boyu İslam, hakikat ve kurtuluş öğretisini tevhid inancı çerçevesine oturtmuş; bu doğrultuda insanlığı mutlak üstünlüğün, otorite ve egemenlik yetkisinin yalnızca Allah'ta olduğu bilinciyle yaşamını tanzim etmeye, dolayısıyla yalnızca Allah'a ve O'nun tarafından gönderilen peygamberlere itaate davet etmiştir. Buna karşılık diğer her bir inanç sistemi de kendi hakikat ve kurtuluş öğretisi doğrultusunda insanlara hitap etmiştir. Böylelikle tevhidden şirke, monoteizmden politeizme ve paganizme kadar birçok farklı dini gelenek dünya genelinde olduğu gibi tarih boyu bu bölgenin de realitesi olmuştur. Çeşitli yönlerden Ortadoğu dini geleneklerini konu edinen bu eser, din kavramıyla birlikte özellikle İslam tarihi tecrübesinde şu ya da bu şekilde karşılaştığımız çeşitli dini yapıların bazı karakteristik özelliklerini ele almakta; okuyucunun zihninde zımnen de olsa İslam ile diğer dini gelenekler arasında bir karşılaştırma yapmasını amaçlamaktadır.
En kadiminden en yenisine en iptidai görüleninden en mükemmeline kadar bütün inanç sistemlerinin insanlık tarihinde önemli bir yeri olduğu; dinin, insanın düşünce, inanç ve davranışlarını şekillendiren temel etkenlerden biri olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Dolayısıyla insanı tanımanın insanlık tarihini doğru algılayıp yorumlamanın asıl unsurlarından birisi tarih boyu insanın temsil ettiği inanç sistemlerinin birini paylaşılmasıdır. İçinde yaşadığımız coğrafya tarih boyu farklı kültürel yapıların bir arada yaşadığı, birbiriyle etkileşim içinde olduğu, ve yeni yeni kültürel yapıların oluşumuna zemin hazırladığı bir bölgedir. Tarih boyu İslam, hakikat ve kurtuluş öğretisini tevhid inancı çerçevesine oturtmuş; bu doğrultuda insanlığı mutlak üstünlüğün, otorite ve egemenlik yetkisinin yalnızca Allah'ta olduğu bilinciyle yaşamını tanzim etmeye, dolayısıyla yalnızca Allah'a ve O'nun tarafından gönderilen peygamberlere itaate davet etmiştir. Buna karşılık diğer her bir inanç sistemi de kendi hakikat ve kurtuluş öğretisi doğrultusunda insanlara hitap etmiştir. Böylelikle tevhidden şirke, monoteizmden politeizme ve paganizme kadar birçok farklı dini gelenek dünya genelinde olduğu gibi tarih boyu bu bölgenin de realitesi olmuştur. Çeşitli yönlerden Ortadoğu dini geleneklerini konu edinen bu eser, din kavramıyla birlikte özellikle İslam tarihi tecrübesinde şu ya da bu şekilde karşılaştığımız çeşitli dini yapıların bazı karakteristik özelliklerini ele almakta; okuyucunun zihninde zımnen de olsa İslam ile diğer dini gelenekler arasında bir karşılaştırma yapmasını amaçlamaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 231,00 | 231,00 |