İnsanlığın Adalet Sesi İmam Ali Cilt 4 İmam Ali Ve Dönemi

Stok Kodu:
9786059080729
Boyut:
13,50x21,00
Sayfa Sayısı:
343
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
İbrahim Kanadlı
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%30 indirimli
300,00TL
210,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 210,00TL
Temin süresi 1 gündür.
9786059080729
363220
İnsanlığın Adalet Sesi İmam Ali Cilt 4
İnsanlığın Adalet Sesi İmam Ali Cilt 4 İmam Ali Ve Dönemi
210.00

Ali bin Ebu Talib (a.s) şöyle demiştir:
"Vallahi, sizin dünyanızdan altın biriktirmedim, ganimetlerden bir pay ayırmadım ve eskimiş elbiselerime yama yapmak için yedek bir kumaş hazırlamadım. Dileseydim, arı duru balın yolunu bulur, saf buğday unundan yapılmış ekmekleri ve ipek kumaşları seçerdim. Ama nefsimin arzularına teslim olup aç gözlülüğümün beni en seçkin yiyeceklere sürüklemesi mümkün değildir. Hicaz’da veya Yemame’de birinin bir lokmaya bile erişemediğini, karnını doyuramadığını bilirken ben tok bir halde nasıl uyuyabilirim? Halk, dertleriyle boğuşurken, onların katlandığı meşakkatlere katlanmadan yalnızca bana ‘Müminlerin Emiri’ denilmesine razı mı olayım?"
Ali (a.s) Ahvaz’daki valisine yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
"Vallahi, Müslümanların ganimetinden az ya da çok bir şey çaldığını bana haber verirlerse, sana öyle bir darbe vururum ki seni az bir birikimle, ağır bir yükle ve küçülmüş bir durumda bırakırım."
Öte yandan, Muaviye bin Ebu Süfyan ise şöyle demiştir:
"Ben, Allah’ın yeryüzündeki halifesiyim! Allah’ın malından ne alırsam o benimdir, neyi bırakırsam o da bana helaldir."

Muaviye, oğlu Yezid ve Mervan bin Hakem gibi Emeviler, saltanatlarını güçlendirmek ve mülklerini genişletmek için halkın mallarını taraftarlarına yağmalatır, muhaliflerin boyunlarını vururlardı. Onların kimi "bal ile karıştırılmış zehir" askerlerine sahipken, kimisi yalnızca saf zehirle yetinir!

Ali bin Ebu Talib (a.s) şöyle demiştir:
"Vallahi, sizin dünyanızdan altın biriktirmedim, ganimetlerden bir pay ayırmadım ve eskimiş elbiselerime yama yapmak için yedek bir kumaş hazırlamadım. Dileseydim, arı duru balın yolunu bulur, saf buğday unundan yapılmış ekmekleri ve ipek kumaşları seçerdim. Ama nefsimin arzularına teslim olup aç gözlülüğümün beni en seçkin yiyeceklere sürüklemesi mümkün değildir. Hicaz’da veya Yemame’de birinin bir lokmaya bile erişemediğini, karnını doyuramadığını bilirken ben tok bir halde nasıl uyuyabilirim? Halk, dertleriyle boğuşurken, onların katlandığı meşakkatlere katlanmadan yalnızca bana ‘Müminlerin Emiri’ denilmesine razı mı olayım?"
Ali (a.s) Ahvaz’daki valisine yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
"Vallahi, Müslümanların ganimetinden az ya da çok bir şey çaldığını bana haber verirlerse, sana öyle bir darbe vururum ki seni az bir birikimle, ağır bir yükle ve küçülmüş bir durumda bırakırım."
Öte yandan, Muaviye bin Ebu Süfyan ise şöyle demiştir:
"Ben, Allah’ın yeryüzündeki halifesiyim! Allah’ın malından ne alırsam o benimdir, neyi bırakırsam o da bana helaldir."

Muaviye, oğlu Yezid ve Mervan bin Hakem gibi Emeviler, saltanatlarını güçlendirmek ve mülklerini genişletmek için halkın mallarını taraftarlarına yağmalatır, muhaliflerin boyunlarını vururlardı. Onların kimi "bal ile karıştırılmış zehir" askerlerine sahipken, kimisi yalnızca saf zehirle yetinir!

Tüm Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat